Fit Anneler'in Blogu

  • Anneden bebeğe ”Beslenme” geniş bir yelpaze

    meyve  

    Yaz aylarının gelmesiyle birlikte tüm medya iletişim araçlarında “beslenme alışkanlıklarının” tartışılır olduğunu duyuyorum. Beslenmeye dair katıldığım her sohbet, her eğitim, okuduğum her kitap beni adım adım beslenme alışkanlıklarımızın aslında bebeklikten, anne sütü almaya başladığımız ilk aylardan geldiği noktasına götürdü.

    Ve tam bu noktada aklımda şu sorular belirdi;

    *Bebeklerimizin ilk 6 ay anne sütüyle beslenmesi gerektiği klasiğini hepimiz iyi biliyoruz. Peki bundan öte onların beslenmesine dair ne biliyoruz?

    *Onların beslenme alışkanlıkları biz yetişkinlerinkinden nasıl ayrışıyor, süreç nasıl gelişiyor?

    *İlk 6 aydan sonra bebeğimin beslenme sürecine hangi gıdalar, ne miktarda girmeli?

    Tüm bu sorular için birlikte çalıştığım uzman diyetisyenlerden, çocuk doktorlarından, kendi oğlumun doktorundan farklı cümlelerle ama aynı paralelde benzer yanıtlar aldım. Bu hassas konulara da değinen Hero Baby etkinliğine kendi kadar benim de bu konudaki hassaslığımı ve merakımı bilen Çağla Düvenci Sönmez davetiyle katıldım @socialmomm. Etkinlikten notlarımı tüm annelerle bir elçi olarak paylaşmak isterim. Her içerik herkesin kendi tercihi olduğunu savunduğum için bu bilgiler tamamen tarafsız, bağımsızdır. Bunca büyük bir markanın annelere satış odaklı değil bilgi odaklı sesini duyurmak için yaptığı organizasyonda Doç Dr. Merih Çetinkaya Neonatalaji uzmanı yani yeni doğan. Yeni doğan bebek ayrı bir uzmanlık olduğu için onun ilettiği verimli genel bilgilere göre;

    Her ne kadar biz anneler onların yemek yemesine bayılsak da bilimsel araştırmalara göre Bebek beslenmesinde amaç bebeği doyurmak değil, ayına uygun gelişimi için en doğru besinleri verebilmektir.

    Dolayısıyla ek besine geç başlamak ne kadar yanlışsa erken başlamak da bir o kadar yanlıştır. Aksi halde erken başlandığında azalan anne sütüyle birlikte yetersiz demir ve kalsiyumu alımı sonrası böbreklerde solüt artışı ve ardından böbrek problemleri görülebiliyor. Tamamlayıcı besinlere geç başlanırsa, yetersiz beslenme sonucunda büyüme ve gelişme geriliği, yetersiz lif tüketimi sonucunda kabızlık, çiğneme ve yutmayı öğrenmede problemler görülebiliyor.

    Tüm bunlar beni, bizi, bebeklerimizin besin ihtiyaçlarının biz yetişkinkilerden farklı olduğu noktasına bir kez daha taşıyor.

    Bu noktadan sonra sözü Hero Baby Genetik Mühendisi Aslı Hanım alıyor ve ilk altı ay anne sütünün önemi ve altıncı ay itibariyle bebek beslenmesinin ne kadar hassas ve önemli bir konu olduğunun altını bir kez daha çizerek aşağıdaki bilgileri iletmeye başlıyor;

    The European  Society for Pediatric Gastroentrology, Hepatology and NutritionCommitee on Nutrition (ESPGHAN)  ek besin olarak, ilk başta demir içeren tahıl önermektedir. Çünkü demir eklenen tahıllar ile beslenen 5 aydan büyük bebeklerde, et ile beslenenlere göre 2-3 kat daha fazla demir alımı gözlenmiştir. Ayrıca bebekler için özel olarak üretilmiş tahıl; besin değerleri, vitamin-mineral oranı açısından ve yarı sindirilmiş olması sebebiyle besleyicilik oranı olması gereken düzeyde tutulması konusuna hassasiyetle yaklaşılıyor.

    Bebek beslenmesinde uygun besin değeri, mineral ve vitamin içeriğine sahip yiyeceklerin tüketilmesi, bebeğin sağlıklı gelişimi için vazgeçilmezdir. Öyleyse paketli bebek gıdalarının bebeklerimizin beslenme ihtiyaçları için uygun olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

    Bu cümledeki paketli sözcüğü ben dahil tüm anneleri, bizleri korkutuyor ve etkinlikteki tüm anneler hep bir ağızdan Aslı Hanım’a aynı soruyu iletiyor. Paketli gıda? Bebek ve küçük çocuk ek gıdalarının tohumdan sofraya ulaşımına kadar her aşaması, Türk Gıda Kodeksi Bebek ve Küçük Çocuk Ek Gıda Tebliğleri ve ilgili diğer yönetmelikler tarafından kontrol edilmektedir. Dahası bebekler için üretilen besin paketlerinin önyüzünde mutlaka “Bebek ve küçük çocuk ek gıdası” ifadesi yer almalıdır.

    Bebek gıdalarının hangi kriterlere göre üretilmesi gerektiğini biliyor musunuz diyor Aslı Hanım ve ekliyor,

    • Katkı maddeleri limitleri
    • etiketleme kuralları
    • gıda güvenliği kuralları
    • besin değerleri limitleri

    0-3 yaş «Bebek ve Küçük Çocuk» beslenme tebliğlerine göre üretiliyormuş. Tebliğe göre bebek ve küçük çocuk ürünlerine koruyucu katkı maddesi eklenmiyor. Bebek ve Küçük Çocuk ürünü ibaresi bulunan ürünlerin yetkili mercilerle kontrol edildiğinden ve koruyucu katkı maddesi içermiyor.

    İlk bölümde Doç Dr. Merih Çetinkaya bebeklerin sindirim sisteminin tahılları sindirmeye hazır olmadığını belirtmişti.  Bununla bağdaştırdığım bölüm, Hero Baby  tahılların tüm faydalarını bir araya getirdiği Tahıllı Kaşık Mamaları’nı,  Enzimatik Hidroliz yöntemi ile hazırlıyor. Bu yöntem sindirimi kolaylaştırıyormuş! Ek beslenmeye yeni başlayan bebekler için “Pirinçli”; bir sonraki dönemde “İrmikli”; daha çok tahıllı beslenme için  “8 Tahıllı” çeşitleri bulunuyor.

    tahıl

    Gece uykusu bebekler ve biz anneler için çok önemli deyince hepimizin gözleri açılıyor.. Buradan yola çıkıp, suda çözünen liflerin sindirim sisteminde daha yavaş hareket ederek daha uzun süre tok tutması sayesinde bebeklerin kesintisiz ve kaliteli uymalarına yardımcı olan Sütlü Rezeneli ve Sütlü Elmalı 8 Tahıllı gece mamaları çok revaçta. Bebeklerin kesintisiz uykuları sırasında büyüme ve gelişmelerini destekliyor.

    5Q9A6902

    hemfithemanneAnneden bebeğe ”Beslenme” geniş bir yelpaze
  • Uzaya Roket Fırlatmıyoruz

    DSC_4769Uzaya roket fırlatmıyoruz.

     

    Toplum düzeni ve teknoloji, elde etme sürecini alabildiğine kolaylaştırmaya yönelik işliyor. Asansör merdivenleri elimizden aldı, avmler toprağa dokunup yeşille olan ilişkimizi bozdu. Fast food yemek kerevize, bamyaya oldukça daha cazip bir alternatif.. Düşünürsek, evden hiç çıkmadan alışveriş yapmak, çeşit çeşit teknolojiyle saatlerce oyalanmak, dışarıdan yemek siparişi verip günlerini geçirmek mümkün. Zaten öyle yapıyor, buna ilave arabaya binip işe gidiyor, geliyoruz. Migros’a bile gitmez olduk sanal market sayesinde. En azından orada arabayı iterek yürüyor ardından biraz poşet taşıyorduk.. 15 sene önce köklü spor merkezlerinden birinde profesyonel yüzücüydüm. O dönemde 15km2 içinde 30 tane spor merkezi yoktu. Bu kadar ekipman yoktu. Merdiven, lastik ve vücut ağırlıkları ile kondisyon çalışmaları yapılırdı.

    Aynada kendine baktığını düşün. İki motorla çalışan bir uçaksın. Bu motorlardan biri bedenin diğeri de zihnin. Ve sen sadece sürekli ikinci motorla uçmaya çalışırsan, motoru yakarsın..

    Şimdi bu kadar çok spor çeşidi ve merkezi varken, hepsi bize bu kadar yakınken tek zorlandığımız şey, motive olmak.. Sadece hareket etmek için motivasyonum yok diye söylenmek. Hayatımızda öyle çok sorumluluk var ki, hepsine hızlı ve pratik bir şekilde yetişmek için bu kolaylıklara ihtiyacımız olduğu da göz ardı edilemez. Ama hadi itiraf edelim biraz şımarmışız değil mi?

     

    Peki en pratik ve hayata uygulanabilir şekilde neler yapabiliriz? Devamı blog’ta?

    Lastik Çalışmaları:

    Thera band olarak geçen farklı direnç seviyelerindeki lastik bantları kapı kolu, pencere kolu ya da ayakların altına bir tarafını sabitleyerek ya da ayakalrın etrafına sararak kullanabileceğimiz dirençle bacak, kalça, göğüs, sırt ve omuz kaslarını çalıştırmak mükün.

    Cardio:

    Yürüyüş ve yüzme için motivasyon bulamadığın süreçte evde dans, dizleri karnına ya da göğsüne çekerek kolları dahil ederek terleyip toksinleri vücuttan atmak mümkün.

    Vücut ağırlığı:

    Squat, burpee, plank.. Bu üç haraketle bile direnç ve dayanıklılık elde etmek mümkün.

    Pilates ve Yoga:

    Birbirine çok benzediği düşünülse de iki farklı okyanus kadar derin bu iki spor için tek ihtiyaç duyulan şey bir mat..

     

     

    hemfithemanneUzaya Roket Fırlatmıyoruz
  • sideplank.jpg

    Hiç gitmeyen alt karın için neler yapmalı

    Çocuğunuz kaç aylık ya da yaşı kaç olursa olsun hamilelikten itibaren bir çok açıdan değişim başlıyor. En belirgin değişikliklerden biri vücut şekli. Doğumdan beri bir dönem rahatlamış olsa bile karnınızın hala dönem dönemde olsa eskisinden daha şişkin ve hatta gevşek olması oldukça can sıkıcı olabilir. Ancak hep söylüyorum, egzersiz yapıp bir yandan iyi hissetmek bir yandan da şekillenmek tahmin ettiğiniz kadar zor değil, deneyenler bilir, değil mi? Durumun neden ve sürecine bakacak olursak..

    Sebep: Gebelik kesesi

    Alt karın bölgesinden pek memnun olmadığınızı çok iyi biliyorum. Gitmeye en çok direnen yer orası.  Abdomeniniz (Alt karın kaslarınız) gebeliğiniz boyunca bebeğinizle beraber büyür ve esner. Bu nedenle karnınızın eski haline dönmesinin uzun sürmesi normal. Ancak sabır ve irade ile bu pekte mümkün.

    Süreç: Deriniz ne kadar hızlı sıkılaşır?

    Karnınızın sıkılaşma süresi hamilelikte ve doğum sonrasında ne kadar hareketli olduğunuzla bağlantılı. Zorunlu sebepler hariç hareketli olmak, toparlanmak için nabzı yükseltmek şart! Buna ek olarak bazı faktörlerinin etkisi de olabilir: genler, kemik yapısı, hamilelikte alınan kilo miktarı ve tabii ki beslenme düzeni.. Genellikle hamilelik süresince 15 kilodan az kilo alan ve düzenli egzersiz yapan kadınların daha hızlı forma girdiğine inanılmaktadır. Örneğin ben de 14 kilo ile hamileliği tamamlayan annelerdenim. 14 kilo da az değil ancak gitti..

    Nasıl? İçtiğiniz su miktarını arttırın.

    – Su vücudunuz için bir yaşam kaynağıdır. Sadece derinizi nemlendirmekle kalmaz, ayrıca daha esnek bir yapıya sahip olmasını sağlar. > >

    – Daha verimli bir şekilde kalori yakmanıza yardımcı olur.

    – Su içmek, cildiniz sağlıklı ve sıkı tutmak için harika bir yoludur.

    Emzirmek şart

    Eğer sütünüz geliyorsa mutlaka emzirin. Anne sütü bebeğiniz için en sağlıklı besin kaynağı. Bunun yanı sıra emzirmek sizin için de oldukça faydalı. Emzirirken kaloriler anne sütüne dönüşür, dolayısıyla emzirmek vücudunuzdaki ekstra yağlardan kurtulmanıza yardımcı olur. Emziren anneler emzirmeyenlere kıyasla daha hızlı kilo verir. Ancak burada en önemli faktör olan kendi annelerimize ve kayınvalidelerimize dikkat! Kızım enerji olur ye ye tezahüratları bizi depresyona itmekten başka besin değeri açısından yararlı etkisi bulunmamaktadır. Vücutta süt üretimi kaynağının ‘Su’ olduğu ACOG derneğinin bilimsel makalelerinde yayınlanmaktadır.

    Egzersiz en büyük yardımcınız

    Doğum sonrasında vücudunuz hazır olur olmaz bir egzersiz planı yapmanız ya da hareketli bir aktiviteye başlamanız oldukça önemli. Ama öncesinde doktorunuza başvurmayı unutmayın. Sosyal medyada paylaştığım videolar temel egzersizleri içerdiği için rahatlıkla uygulayabilirsiniz. – Günlük yürüyüşlerle ya da doğum sonrası yoga ile başlayabilirsiniz.

    – Herhangi bir ağırlık kaldırmanızı istemiyor kimse sizden, vücut ağırlığı yapılan core çalışmaya yönelik egzersizler karnınızda mucizeler yaratabilir. Direk mekikten bahsetmiyoruz örneğin plank. Şınav pozisyonunda sabit beklemek bile core çalışması, karnın yanında tüm vücut aktivasyonu için bire bir.

    – Core çalışmalarının yanında ayrıca yürüyüş yüzme ve mini koşular ile Cardio’ya başlamak ayrıca karın kaslarınızı güçlendirmede ve kalori yakmada da oldukça etkili.

    Protein tüketin

    Emziriyorsanız hem sütünüzün besin değeri açısından hem de sizin kas gelişiminiz için protein faydalıdır. Aynı zamanda kolajen adı verilen protein çeşidi vücuttaki dokuları bir arada tutmaya yardımcı olur. İhtiyacınız olan protein miktarı ağırlığınıza ve yaptığınız fiziksel aktivite miktarına bağlıdır. Koşturan bir anne olarak yaklaşık olarak günde 50 gram protein tüketmelisiniz.

    Vücut Derinizi tazeleyin

    Derinizi sıkılaştırmanın bir başka yolu ise duş alırken karnınıza peeling etkili (deri dökücü?) krem uygulamaktan geçiyor.  Kan akışını hızlandırarak bölgedeki kan dolaşımının artmasına yardımcı olur. Aynı zamanda yeni, sağlıklı ve daha esnek derinin oluşmasını sağlar.

    Krem ve masaj

    Piyasada bolca kolajen ve vitamin E, C, A ve K içeren krem ve losyonlar bulunmakta. Bu kremleri derinizin sarkık kısımlarına uygulamanız hamilelik sonrası derinizin sıkılaşmasına yardımcı olacaktır. Kan akışını hızlandırmak için sarkık bölgelere bu losyonlarla masaj yapabilirsiniz. Gözle görülür sonuçlar için günde iki defa uygulayın.

    Hem fit hem anne diyet yapmaz,

    Sıkı bir diyet yapmaya karar verdiğinizde ilk etapta hızlı kilo verirsiniz, fakat diyetinize ara verdiğinizde verdiğiniz kilolar hızlıca geri döner!

    – Düzensiz kilo vermek yerine dengeli ve aşamalı bir biçimde kilo vermeniz vücut esnekliğinizi korumanıza yardımcı olur. Kendinizi aç bırakmayın ve şipşak diyetlere başlamayın!

    Güçlendirme egzersizlerine başlayın

    Vücudunuz düzenli egzersize alıştıktan sonra güçlendirme egzersizlerine geçebilirsiniz. Ama tabii ki önce doktorunuzun onayını almalısınız. Güçlendirme egzersizleri kasları çalıştırarak (kas kasılmasını uyararak) kas dokusunun oluşumuna yardımcı olur. Ayrıca vücut dengesini sağlayarak tüm vücutta yağ yakılmasını sağlar.

    Sağlıklı zihin, sağlıklı beden

    Yağlarınızdan kurtulamamak gerçekten moral bozucu olabilir. Ama böyle durumlarda sakin kalabilmenin önemi büyük. Kendinizi rahatlamış hissedin ve sabırlı olun. Derin nefes alın, müzik dinleyin ve olabildiğince dışarının tadını çıkartın. Unutmayın! Bedeniniz başka bir canlıya hayat verdi. Sadece kilo verdikten sonraki sarkan yerlerinizi düşünmek yerine kendinizle gurur duyun. Eğer vücudunuzun sıkılaşması sandığınızdan uzun sürdüyse ümitsizliğe kapılmayın. Kendinize biraz zaman verin. Bu süreçte sağlıklı olmak kaydıyla sizi memnun eden besinleri tüketin ve her zaman forma girebileceğinizi unutmayın. Artık nasıl sıkılaşacağınızı bildiğinize göre bu tüyoları günlük hayatınızda uygulayın ve formunuzu kazanın! Deneyimlerinizi benimle paylaşmayı unutmayın!

    hemfithemanneHiç gitmeyen alt karın için neler yapmalı
  • hfha-blog5.jpg

    Doğum Sonrası Kiloları

    Anne olduktan sonra minik mucizeyle beraber gelen sorumluluklar, koşturmalar ve kilolar… Sanki gereken veriler evcilik oynadığımız dönemde yüklenmiş gibi sorumlulukların hepsiyle başa çıkabiliyoruz. Yeni annelik kimliğine de, ev düzeninin koşturmacasına da, babalara da ve hatta bazılarımız iş yaşamına da yetişiyoruz. Ancak bazı şanslı genler hariç çoğumuz doğumdan sonra eski formumuza dönmekte oldukça zorlanıyoruz. İşte bu doğumdan sonra kalan kiloların çözümü…

    – Haftanın 5 günü 30 Push-up, 30 Squat, 30 dakika Cardio
    -Sabah bir kibrit kutusu peynir, bir dilim kepek ekmeği ve yanında iki zeytin
    -Öğlen salata yanında su
    -Akşam sebze çorbası ve balık

    …değil elbette 🙂

    Gösteriş de değil, diyet de değil… ‘Aman kiloları dert etmeyin!’ demek asla değil Peki ne bu hemfithemanne mantığı?

    Öncelikle, enerji ve coşku dolu bir kadın olma durumu… Sağlıklı ve başarılı bir hayat için gerekli motivasyonu özünde hissetme hali…
    Sosyal çevrede sağlıklı ilişkiler kurabilme,
    Yeniden normal yeme alışkanlıkları kazanma
    Özel durumlar hariç her tür yiyeceği aşırıya kaçmadan yemeyi öğrenme
    Düzenli ve bilinçli egzersiz farkındalığını sağlama ve uygulama
    Vücut ölçüsüyle ilgili daha az takıntılı olma
    Kendini başkalarıyla karşılaştırsan bile nasıl olduğu ile ilgili kaygılanmayı bırakma
    Tavsiye verirken terapist olmadığını hatırlayarak o role bürünmeden, başkası olmadan kendin olma
    Her gün daha iyisine sahip olma güdüleri yerine var olmanın, insan olmanın değerini hissetme halidir…

    hemfithemanne, bu yola beraber girmek, bu zor zamanları beraberce atlatmak demektir. İşte bu mantıkla, fit anneliğin tadını bizimle beraber çıkarabilirsiniz…

    hemfithemanneDoğum Sonrası Kiloları
  • hfha-taytblog.png

    Şık Şık Spor Taytlar

    Şık Şık Spor Taytları
    Puma, Adidas, Reebok, Nike, Lululemon… Tüm popüler markaların yeni nesil alt giyimleri neon renklerden soyut desenlere kadar geniş bir yelpazeye yayıldı. Bazıları öylesine şık ve kullanışlı ki günlük kıyafetler arasında bile yer almaya başladı. İç mimarisi şahane tasarlanmış spor mağazalarında, cezbedici müzikle parıldayan vitrinlerde al beni diyen bu taytlar giyinme kabininde bir hüsran yaşatabiliyor. Doğru ürünü seçmek için marka, renk, desen, kumaş ve model etkenlerinin yanısıra vücut farkındalığı da gerekiyor. Vücut tipleri üçe ayrılıyor ve Hemfithemanne hangi vucüt tipi için hangi taytları öneriyor?
    Uzun, ince, narin yapılı Ektomorf vucüt tiplerinde yağsız bir kas doku bulunur. Metabolizmaları oldukça hızlıdır, kolay kolay kilo almazlar. Bu vücut tipine yatkın kişiler egzersiz ve beslenmeye özen göstermez ise yıllar içerisinde çelimsiz bir görüntüye sahip olur. Omuzlar dar, bacaklar ince olduğundan büyük kas gruplarına yönelik egzersizler yapmalıdır. Bu egzersizler sırasında düz renk ürünlerin parlaklarını, soyut desenlilerin de yuvarlaklılarını tercih edebilirler. Siyah renk, kişiyi olduğundan daha da ince göstereceği için hastalıklı bir görüntü yaratabilir. Nike Pro serisi en ideal ürünlerdir.
    Rahatsız eden kiloların barındığı vücut tipleri genelde Endomorf’a yatkın olup, metabolizma hızı normalden yavaş olan kişilerdir. Hızlı kilo almaya müsait Endomorflar kilo alımı sürecinde kas ve yağ oranına oldukça özen göstermeli, kas oranını yüksek tutmak için egzersizi hiç ihmal etmemelidir. Egzersiz sırasında düz siyah ve koyu renkleri baş tacı etmeleri gerekir. Ancak tayt yerine tayt görünümüne yakın eşofman serilerinden Nike slim bu vücut tipini en güzel toparlayan ürün gruplarından biridir. Regular seri bilekte de bol olduğu için boyu kısa gösteriyor. Vitrinlerde aklım kalır derseniz soyut desenlerin aşağı yönlü olanlarını tercih etmelisiniz. Kumaş ve rahatlığa önem veriyorsanız Adidas Clima Cool serisine söyleyecek sözümüz yok. Sabah giyip akşam çıkartılacak derecede rahat, hava alan bir ürünle başka hiçbir markada karşılaşmadık.
    Mezomorf vücut tipine burada oldukça az yer vermek istiyoruz, çünkü kendileri doğuştan fit olup, kaslanmaya çok müsaittirler. Vitrinler onlar için tasarlanmış olup, egzersizle bu vücut tipine gelmek hepimizin ortak hedefidir 🙂
    hemfithemanneŞık Şık Spor Taytlar
  • 718_Pregnancy-Exercise.jpg

    Hamilelikte düzenli egzersiz doğum sürecini kolaylaştırır!

    Uzun yıllardır süre gelen yanılgılardan dolayı hepimiz bir huzursuzluk yaşarız:
    Hamilelikte egzersiz yaparsam düşük tehlikesi olur mu?
    Fazlaca yorulup kendime ve bebeğime zarar verir miyim?

    Hafif tempo yürüyüşler ve yüzmenin bu riski sanılanın tersine azalttığı üniversite araştırmaları tarafından kanıtlanmıştır. Ayrıca eğitimini almış bilinçli eğitmenler ile yapılan hamile yogası ve hamile pilatesi anne adayları için mükemmel egzersiz alternetifleridir.

    NEDEN HAMİLELİKTE EGZERSİZE İHTİYAÇ DUYULUR?
    Anne adayının fiziksel, hormonel ve psikolojik açıdan birçok değişiklik yaşadığı bu uzun süreçte salgılanan bazı hormonlar annenin kas ve iskelet sisteminde birtakım değişiklikler yaratır. Bebeğin ağırlığı arttıkça annede bel ve sırt ağrıları görülebilir, bağ dokusu gevşer, eklemler kolay yaralanabilir. Özellikle el ve ayak bileklerinde oluşan ödem, karpal tünel ve tarsal tünel sendromuna neden olabilir.

    Hamilelik boyunca bebeğin ağırlığının rahime yaptığı basınç ve yerçekiminin etkisiyle anne adayına idrar kaçırma gibi yaşam kalitesini düşüren daha birçok sıkıntıyı beraberinde getirebilir.

    Kısacası güçlü pelvik taban kasları, doğum sırasında ve sonrasında anne adayları için büyük önem taşır. Bu kasları güçlendirmeye yönelik egzersizler profesyonel kişilerin gözetimi altında yapılmalıdır.

    EGZERSİZ ANNE ADAYLARINA NELER KAZANDIRIR?

    • Egzersiz yapan anne adayları, doğum sırasında doğru şekilde ıkınarak rahat bir doğum gerçekleştirirler.
    • Doğum sırasında oluşan yırtıklar azalır.
    • Gebelikte ve sonrasında oluşan idrar kaçırma problemleri ortadan kalkar.
    • Doğum sonrası uterus çok daha kolay toparlanır.
    • Hamilelikte görülen, hazımsızlık ve ödem gibi sorunların azalmasına yardımcı olur.
    • İçerdiği nefes egzersizleri sayesinde hem gevşeyen ve uzayan karın kaslarının çok daha çabuk güçlenip, toparlanmasını sağlarken, annenin gebelik sürecinde yaşadığı duygusal dalgalanmalardan daha az etkilenmesine yardımcı olur.
    • Anne adayı yaptığı egzersiz sayesinde uykuya daha çabuk dalar, gününü zinde ve motive şekilde geçirir.
    • Cinsel yaşamın doğum sonrasında normale dönmesini kolaylaştırır.
    • Hormonların etkisiyle zayıflayan göğüs kaslarının kuvvetlenmesini sağlar.
    • Egzersiz sırasında zihinsel farkındalık sağlandığı için, anne adaylarının mental olarak rahatlamasını sağlar.

    Brezilya ve Paraguay üniversitelerinde yapılan araştırmalar göstermektedir ki; hamilelik sürecinde egzersiz yapan annelerin bebeklerinin otonom fonksiyonları, egzersiz yapmayanlara göre daha iyi çalışmaktadır. (Otonom sinir sistemi vücut kalp atışı, nefes alma organları, iç organ fonksiyonları gibi istem dışı fonksiyonları kontrol eder.)

    HAMİLELİKTE EGZERSİZE BAŞLAMAK İÇİN DOĞRU ZAMAN NEDİR?
    Hamilelikte egzersize, doktorunuz izin verdiği sürece, gebeliğin 12. ve 16. haftaları arasında başlayabilirsiniz.

    HAMİLELİKTE KİMLERE EGZERSİZ ÖNERİLMEZ?
    Hipertansiyonu olanlar, vajinal kanaması olanlar, erken doğum tehtidi olanlar, bebekte gelişim geriliği olanlar

    hemfithemanneHamilelikte düzenli egzersiz doğum sürecini kolaylaştırır!
  • o-EXERCISE-WITH-KIDS-facebook.jpg

    Sen hangi annesin?

    Bebeğim üç aylık. Bebeğimi sadece anne sütüyle beslemenin tatlı huzur ve gururunu yaşıyorum.

    Spor yapar ve yediklerime dikkat edersem, sütümün azalmasından korkuyorum. Zaten öyle bir motivasyonum da yok. Henüz hazır değilim.

    Bebeğime kavuşalı altı ay oldu. Düzenimizi mümkün olduğunca oturttuk. Çalışmaya bile başladım. Ama bu koşturma içerisinde spora vakit ayırmak imkânsız.

    Oğlumu evde bırakıp, alışverişe çıktığımda bile suçluluk hissediyorum. Bebeğim biraz büyüsün öyle başlarım.

    Hamilelik döneminde 12-18 kilo aldım, aylar içinde çoğu gitti azı kaldı. Ama o geriye kalan 4-6 kilo bir türlü gitmek bilmiyor.

    Doğum yapmış, sülün gibi süzülen incecik kadınları anlamıyorum. Onlardaki genetik miras bende yok ki.

    Spor salonlarının kargaşası beni yoruyor. Oraya gidip gelmek, orada giyinip soyunmak, o kalabalığa girip çıkmak büyük zaman ve zahmet.

    Doğum öncesi kiloma geri döndüm. Şükürler olsun. Peki bu deformasyon ve bölgesel yağlar ne olacak?

    Bebeğimden önce de spora başlamak için bir kaç girişimim olmuştu. O dönemde hayatıma sokamadığım spor şimdi hayatıma nasıl girecek? Uzak ihtimal.

    Kızım 2, oğlum 4 yaşında. Benim için duş almak bile bir lüks. İki hamilelik iki çocuk. O zayıf, narin kızdan eser kalmadı bende.

    Düşünceler, düşünceler…

    Daha burada sıralayamadığımız, önümüze koyduğumuz engeller…

    Karar vermekle yolu yarılayacakken bizi günden güne geciktiren sudan bahaneler…

    Anne olmak çok kutsal bir duygu. Kadınlığa verilmiş bu hediye; kadın vücudunda, beyninde ve kalbinde birçok değişimin de sebebi; ancak hiçbir şeyin engeli değil.

    Tabii ki hayatımıza gelen bu yeni düzen, bizleri kimi zaman zorlayabilir. Bazen yılgınlık hisleri uyandırabilir. Ama şunu unutmamak gerekir ki, bizim en değerli varlıklarımız olan çocuklarımız biz varsak daha güvendeler. Onları büyütürken daha sağlıklı, daha motive ve daha zinde olmak varken neden kolayı seçelim? Bir o kadar önemli olan “kendimiz”den neden vazgeçelim.

    Hem fit hem anne, anne olmanın gücüne inanıyor ve sağlıklı-düzenli yaşamı hayat stili haline getirmeyi hedefliyor. Nerede olursanız olun, ne kadar yoğun olursanız olun eğer bu konuda kararlıysanız, biz sizin yanınızdayız.

    Artık bahaneleri bir kenara bırakmanın sence de vakti gelmedi mi?

    hemfithemanneSen hangi annesin?
  • Healthy-Foods.jpg

    Hemfithemanne diyet yapmaz!

    Hemfithemanne’nin öncelikli hedefi kilo vermek değil, sporu ve pek tabii sağlıklı beslenmeyi yaşam düzenine yerleştirmektir. Hemfithemanne diyet yapmaz! Hayatını güzel mi güzel, sağlıklı seçeneklerle renklendirir.

    Daha çok yeşil (kivi, salatalık, elma, ıspanak, semizotu, pırasa),
    Daha çok sarı (limon, muz, biber, ayva, zencefil),
    Daha çok kırmızı (nar, biber, elma, domates, kiraz),
    Daha çok mor (patlıcan, şeker pancarı, incir),
    Daha çok turuncu (portakal, mandalina, havuç, hurma, tarçın) tüketir.

    Bunlara ek et, tavuk, balık, yumurta ile baklagilleri de ihmal etmezsek, biz istemesek de kilolar kanatlanıp uçuverir. Ancak bazı durumlarda, doğru olduğunu düşündüğümüz bir beslenme yöntemi, fazla kiloların bedenimizi bırakmasına engel oluyor olabilir. “Su içsem yarıyor” cümlesinin ardında, annelikle beraber gelen bir hormon değişimi ya da haberdar olmadığımız bir duyarlılık yatıyor olabilir. Temel beslenme düzenini uyguluyor; ancak hala sonuç alamıyorsak, bir uzman kontrolünde diyet uygulamalıyız. Ancak bu ‘Diyet’ kişiye özel olmalıdır. Diyet hazırlanırken, geçmiş beslenme alışkanları ve vücut yapısı göz önünde bulundurulmalı, gerekirse hormon tetkikleri yapılmalıdır. Yanlış uygulanan standart diyetleri engellemek ve” ideal beslenme alışkanlığını” kazandırmak için hemfithemanne sizlere alternatif çözümler sunuyor.

    Bu yolda sizleri de aramızda görürsek, mutluluğumuz ve motivasyonumuz da katlanarak artar!

    Sizleri bekliyoruz!

    hemfithemanneHemfithemanne diyet yapmaz!
hemfithemanneBlog